Sahilde yürüyüş yapmayı oldum olası çok severim. İçinden geçtiğimiz koronavirüs günleri de beni bu alışkanlıktan vazgeçiremedi. İzmir Körfezi’nin güzelim mavisini yanıma alıp yürümeye, fırsat buldukça devam ediyorum.
Geçen gün de sahildeyim yine; Kemeraltı’ndaki mekanında sunduğu sıradışı hamburger ve salatalarıyla isim yapmış bir tanıdığa denk geldim, biraz sohbet ettik. Haliyle mekanı kapalıydı salgın nedeniyle. Vesile oldu dedi, nice zamandır tadilat yaptırmam gerekiyordu, aradan çıkartıyorum. Beni bir düşünce aldı bu lafın üzerine, acaba bizim sektörde aradan çıkartılabilecek neler vardır diye.
Malum endüstriyel reklamcılık ekonominin barometresi sayılan faaliyet alanlarından. İşlerin iyiye gitmediği dönemlerde kurumsal kimlik ve reklam ürünlerine yönelik siparişler azalıyor, hatta devam eden projeler bile askıya alınabiliyor. Covid-19 salgını da işte böyle bir dönem. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından mücbir sebep kapsamında kabul edilen sektörler arasında – Derneğimizin tüm girişimlerine rağmen – henüz yer almasak da iş hacmimiz daralmış durumda.
Ancak bu günler elbet de geçecek. Dolayısıyla hazır günlük işler azalmış, siparişler durulmuşken işletmelerimizin geleceği için neler yapabiliriz, neleri aradan çıkartabiliriz düşünmekte fayda var. Köşemiz hukuk köşesi olduğuna göre gelin konuya bu açıdan bakalım, hukuksal açıdan hangi konulara eğilebiliriz, örnekler verelim.
1. Esnek çalışma: Sektörümüz proje bazlı, işletmelerimizin ve çalışanlarımızın iş yükü dalgalanmalara tabi. Peki, çalışanlarımızla imzaladığımız iş sözleşmeleri kendilerinden azami verim alacak şekilde esnek çalışma modellerine imkan tanıyor mu? Örneğin çağrı üzerine çalışma, uzaktan çalışma ve haftalık çalışma sürelerinin belli günlerde toplanması ve denkleştirilmesine yönelik hükümler içeriyor mu?
2. Görev tanımları: Farklı illerde, farklı niteliklerde projeler üstleniyoruz. Çalışanlarımızı görev tanımları bu farklı projelerde sergilemeleri gerekecek tüm yetkinlikleri kapsıyor mu? İş sözleşmeleri farklı noktalarda çalışma, seyahat etme taahhütü içeriyor mu? Yanıtlarımız olumsuzsa çalışanlarımız tarafından iş sözleşmelerinin fesih edilebileceğini unutmayalım.
3. İş sağlığı ve güvenliği: Hepimiz tarafından önem veriliyor kuşkusuz. Ancak önem verilmesi yeterli değil, gerektiğinde bunu kanıtlayabilmek gerekiyor. İş sağlığı ve güvenliği kurallarımız yazılı hale getirilmiş durumda mı? Uymayan işçilere verilmiş yazılı ihtarlar özlük dosyalarında yer alıyor mu?
4. Sigorta: Çoğu işletmenin en azından yangın ve hırsızlık sigortası var. Ancak makul fiyatlarla sigorta edilebilecek daha nice risk var. İş kazaları, üçüncü şahıslara yönelik zararlar, elektronik cihaz arızaları gibi. Bunlara aracımızın kaskosu kadar önem veriyor muyuz?
5. Alt yükleniciler: Düzenli olarak taşeron çalıştıranlarımız da var, arada bir saha işlerini taşere edenlerimiz de. Peki, gerektiğinde iş sahibinden izin alıyor muyuz? Alt yüklenicilerin iş hukuku, sosyal güvenlik sistemi ve İSEÇ kurallarından kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini takip ediyor muyuz? Yoksa sürprizlere açık mıyız?
6. Yönetim ve temsil yetkisi: Bırakın büyük şirketleri, orta boy aile işletmelerinde bile şirket yöneticilerinin her konuya eğilmesi, her konuyu yönetmesi imkansız hale geldi. Peki, Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda yönetim ve temsil yetkilerine ilişkin iç yönergelerimiz var mı? Yoksa kanun önünde her konudan şahsen mi sorumluyuz?
7. NACE: Hani şu altı haneli kodlar var ya, mücbir sebep nedeniyle tekrar hatırladığımız… Doğru NACE koduna sahip miyiz? Değilsek karşı karşıya kalabileceğimiz gereksiz bir yükümlülük ya da bir yaptırım bulunuyor mu?
8. Marka: Markanız varsa tescil edilmiş durumda mı? Yoksa markalar sadece tüketici ürünleri için gerekli diye mi düşünüyorsunuz? Bir gün tüm tabelalarınızın mahkeme kararıyla indirilmesi riski söz konusu mu?
9. İthalat: İthalat maliyetlerimizi arttıran bir sürü önlemle karşı karşıyayız. Gözetim belgesi, bağlayıcı tarife bilgisi, bağlayıcı menşe bilgisi ve benzeri yöntemlere başvurarak bu maliyetleri azaltmaya çalıştık mı?
10. Destekler: Yurt dışı pazar araştırması desteği, e-ticaret sitelerine üyelik desteği, rapor satın alma desteği ve daha neler neler. Yararlanabilecek bir destek, hele de ihracatçılar için, her zaman var. Hiç başvurmayı düşündük mü?
Evet, gördüğünüz gibi üzerine düşünebileceğimiz birçok konu var. Yeter ki – hazır varken – vakit ayıralım.
Açıkhavada Haberler / Mayıs 2020